Mekke döneminde inmiştir. 182 âyettir. Sûre, adını ilk âyette geçen “es-Sâffât” kelimesinden almıştır. Sâffât, sıra sıra dizilenler, saf saf duranlar demektir. Sûrede başlıca, meleklerden, cinlerden, kıyamet ve ahiret olaylarından söz edilmekte; Nûh, İbrahim, İsmail, İshak, Mûsâ, Hârun, İlyas, Lût ve Yûnus peygamberin kıssalarına yer verilmektedir.
1.
And olsun, o saf bağlayıp duranlara (meleklere),
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
2.
O (bulutları) sevk ve idare edenlere,
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
3.
O Kur’an okuyanlara...
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
4.
Muhakkak ki İlâhınız birdir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
5.
O, göklerle yerin ve aralarındakilerin Rabbi’dir. Güneşin doğduğu yerlerin de Rabbi’dir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
6.
Gerçekten biz, en aşağıda olan gökyüzünü, yıldızlardan ibaret bir süsle donattık.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
7.
(Hem o göğü), itaatten çıkan her şeytandan koruduk.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
8.
O şeytanlar, melekler topluluğunun kelâmını dinleyemezler, her taraftan koğulup atılırlar.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
9.
Uzaklaştırılırlar. Onlara (ahirette) devamlı bir azap var.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
10.
Ancak (o şeytanlar içinden, meleklerin sözünü) bir çalıb kapan olur. Onu da yakan parlak bir yıldız tâkib eder.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
11.
Şimdi sor Mekke halkına: (Öldükten sonra) kendilerini yaratış mı zor; yoksa bizim yarattıklarımız (melekler, gökler, arz ve yıldızlar) mı? Biz kendilerini (Adem’den, Adem’i de) yapışkan bir çamurdan yarattık.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
12.
Doğrusu (Ey Rasûlüm, Allah’ın kudretini ve öldükten sonra dirileceklerini inkâr etmelerine) sen şaştın. Onlar ise, seninle (ve taaccüb edişinle) alay ediyorlar.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
13.
Onlara Kur’an’la öğüd verildiği zaman da, düşünüp nasihat kabul etmiyorlar.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
14.
Bir mucize gördükleri vakit de eğlenceye alıyorlar.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
15.
Ve: "-Bu, ancak apaçık bir sihirdir." dediler.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
16.
Öldüğümüz ve bir toprakla çürümüş bir yığın kemik olduğumuz zaman mı, biz mi diriltilecek mişiz?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
17.
Evvelki atalarımızda mı? (yine dediler).
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
18.
(Ey Rasûlüm), de ki: "- Hem hepiniz zelîl ve hakîr olarak (diriltileceksiniz)."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
19.
Çünkü o, (Sûr’a ikinci defa) bir üfürüştür ki, derhal kabirlerinden kalkıb başlarına gelecek şeyi gözetlerler.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
20.
Şöyle derler: "-Eyvah bizlere! Bu, hesab günüdür."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
21.
Bu, işte o sizin yalan dediğiniz (müminle kâfiri) ayırd etme günüdür.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
22.
(Allah meleklere şöyle buyurur): "- O kâfir olanları, bir de arkadaşlarını ve Allah’dan başka taptıkları putları, hep bir araya toplayın.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
23.
Toplayın da, götürün onları cehennem yoluna, (Sırat köprüsüne doğru).
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
24.
Ve onları habsedin (tutuklayın); çünkü onlar sorguya çekilecekler."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
25.
(Melekler o kâfirlere şöyle der): "- Ne oldu sizlere, (azabdan kurtulmak için) yardımlaşmıyorsunuz?"
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
26.
Doğrusu, bugün (kıyamet günü Allah’ın emrine) boyun eğmişlerdir onlar.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
27.
Onlar birbirlerini suçlayıb çekişirler.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
28.
(Yardakçılar, öncülerine şöyle) diyecekler: "- Siz, bize sağdan (en sağlam taraftan) gelirdiniz."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
29.
(Öncüler de yardakçılarına cevap verib şöyle) diyecekler: "- Hayır, doğrusu siz Allah’a iman etmemiştiniz.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
30.
Bizim de sizin üzerinize bir hakimiyetimiz yoktu; ancak siz azmış bir kavim idiniz.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
31.
Onun için Rabbimizin azabı üzerimize gerçekleşti. Muhakkak azabımızı tadacağız.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
32.
Çünkü biz, sizi, dinden çıkardık. Gerçekten biz azgın kimselerdik."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
33.
O halde, hepsi o gün azabda ortaktırlar.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
34.
İşte biz, müşriklere böyle yaparız.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
35.
Çünkü onlara: "- Allah’dan başka hiç bir ilâh yoktur." denildiği zaman, baş kaldırıyorlardı;
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
36.
Ve: "- Hiç bir mecnûn şair için, biz putlarımızı bırakır mıyız?" diyorlardı.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
37.
Doğrusu O (Peygamber) Kur’an ile geldi ve bütün peygamberleri tasdik etti.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
38.
Elbette siz (ey Mekke halkı, tekzib etmekle) o acıklı azabı tadacaksınız.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
39.
Ve (dünyada) yapmış olduğunuz şeylerden başkasıyla cezalandırılmıyacaksınız.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
40.
Şu kadar ki, Allah’ın ihlâs sahibi kulları müstesnadır.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
41.
İşte bunlar için, (özellikleri) belli bir rızık vardır:
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
42.
Türlü meyvalar... Onlar hep ikram olunurlar;
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
43.
Naîm Cennetlerinde,
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
44.
Karşılıklı tahtlar üzerinde...
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
45.
Göze şarabından dolu bir kadehle, (hizmet için) etraflarında dolaşılır.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
46.
Bembeyaz, içenlere lezzetli...
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
47.
Onu içmekte bir gaile yok ve onlar, ondan sarhoş da olmazlar.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
48.
Yanlarında, bakışlarını kocalarına hasretmiş iri gözlü hanımlar var.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
49.
Sanki onlar (tüylerle örtülü kalıb toz toprak değmiyen) berrak yumurtalar gibidirler.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
50.
Derken (cennet ehli olanlar) birbirleriyle konuşurlar.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
51.
İçlerinden bir sözcü şöyle der: "- Gerçekten benim (dünyada) bir arkadaşım vardı.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
52.
(Bana) derdi ki, sen cidden (hesab gününe) inananlardan mısın?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
53.
Biz öldüğümüz ve bir toprakla çürümüş bir yığın kemik olduğumuz vakit, gerçekten biz cezalanacakmıyız?"
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
54.
(Sonra o sözcü, cennetteki kardeşlerine): "(Şimdi size o arkadaşı göstermek için cehenneme) bir bakar mısınız?"der.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
55.
Derken (bizzat kendisi) bakmış, onu tâ cehennemin ortasında görmüştür.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
56.
(Ona şöyle) der: "-Vallahi, doğrusu sen, az daha beni helâk edecektin.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
57.
Rabbimin nimeti olmasaydı, ben de (bu cehennemde seninle) tutuklananlardan olacaktım.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
58.
(İşte bak), biz dünyadaki ilk ölümümüzden başka bir daha ölecek değiliz;
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
59.
Ve biz azaba uğratılacak da değiliz."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
60.
İşte bu, şübhe yok ki en büyük kurtuluştur.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
61.
Böyle ebedî bir saadet için çalışsın çalışanlar...
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
62.
Bu (cennet nimetlerine) konmak mı hayırlı, yoksa (kokusu kötü ve tadı acı olan cehennemdeki) Zakkûm ağacı mı?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
63.
Gerçekten biz zakkûm ağacını kâfirler için (ahirette) bir azab yaptık.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
64.
O bir ağaçtır ki, cehennemin dibinden çıkar.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
65.
Meyvaları, (çirkin) şeytanların başları gibidir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
66.
Muhakkak o kâfirler bundan yiyecekler de karınlarını bundan dolduracaklar.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
67.
Ondan doyduktan sonra, onlar için kaynar bir içki var.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
68.
Sonra da dönecekleri yer şübhesiz ki yine cehennemdir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
69.
Çünkü onlar, babalarını (dünyada) sapıklıkta buldular.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
70.
Kendileri de onların (sapık) izleri üzerinde koşturuluyorlardı.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
71.
(Ey Rasûlüm), senin kavminden önce eski ümmetlerin çoğu dalâlette idi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
72.
Gerçekten biz onlara, azabla korkutucu peygamberler de gönderdik.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
73.
Şimdi bak, o korkutulanların akıbeti (helâk edilişleri) nasıl oldu?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
74.
Ancak Allah’ın, küfürden korunmuş, kulları müstesna; (onlar azabdan kurtulmuşlardır).
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
75.
Gerçekten Nûh bize dua etmişti de ne güzel icabet etmiştik (duasını kabul edip kavmini suda boğmuş, kendisi ile iman edenleri kurtarmıştık).
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
76.
Biz, hem onu, hem ehlini (kendisine iman edenleri) o büyük sıkıntıdan kurtardık.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
77.
Hem (Nûh’un kıyamete kadar) zürriyetini, bakî kalanlar kıldık.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
78.
Hem de Nûh için, sonradan gelenler içinde iyi bir yâd bıraktık.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
79.
(Onu şöyle yâd ederler): "- Bütün âlemler içinde Nûh’a selam olsun..."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
80.
İşte biz, güzel söz söyleyib güzel iş yapanları böyle mükafatlandırırız.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
81.
Çünkü o, bizim mümin kullarımızdandı.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
82.
Sonra da diğerlerini, (kendisine iman etmiyenleri) suda boğduk.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
83.
Şüphesiz İbrahim de, Nûh’un (esasta aynı) dinindendi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
84.
Çünkü Rabbine halis bir kalb ile gelmişti.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
85.
O vakit babasına ve kavmine şöyle demişti: "- Siz nelere tapıyorsunuz?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
86.
Yalancılık etmek için mi Allah’dan başka ilâhlar istiyorsunuz?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
87.
Âlemlerin Rabbine olan zannınız nedir?"
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
88.
Derken yıldızlara bir baktı da,
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
89.
(Sirayet korkusu ile etrafındakiler kaçsın diye) "- Ben hastayım" dedi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
90.
O vakit (yanında bulunanlar) arkalarını dönerek başından kaçıverdiler.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
91.
Bunun üzerine gizlice onların ilâhlarına (putlarına) varıb dedi ki: "- (Şu yanınızda bulunan yemekleri) yemez misiniz?"
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
92.
Ne oluyor size, konuşmuyorsunuz?"
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
93.
Derken onlara sağ eliyle (kuvvetle) vurub (onları) parçaladı.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
94.
Bunun üzerine kavmi koşarak kendisine geldi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
95.
(İbrahim, onlara) dedi ki: "- Siz, kendi yonttuğunuz şeylere mi tapıyorsunuz?"
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
96.
Halbuki sizi de, yaptıklarınızı da Allah yaratmıştır."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
97.
(Onlar şöyle) dediler: "- İbrahim için (duvarla çevrili) bir bina yapın da, onu ateşe atın."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
98.
Ona böyle bir tuzak kurmak istediler. Biz de tuttuk onları çok alçak duruma düşürdük.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
99.
Bir de (İbrahîm) şöyle dedi: "- Ben Rabbime, (bana emrettiği yere) gidiyorum, O bana yolunu gösterir."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
100.
Ey Rabbim! Bana salihlerden bir çocuk ihsan buyur, (diye dua etti).
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
101.
Biz de ona uysal bir oğul müjdeledik.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
102.
Vakta ki, yanında koşmak çağına erdi, (ona şöyle) dedi: "- Yavrum! Ben rüyamda görüyorum ki, seni boğazlıyorum. Artık bak, ne düşünürsün?" (Çocuk ona şöyle) dedi: "- Babacağım! Sana, ne emrediliyorsa yap; İnşallah beni sabredenlerden bulacaksın."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
103.
Vakta ki, bu suretle ikisi de, (baba-oğul Allah’ın emrine) teslim oldular. İbrahim, çocuğu yanı üzerine yıktı.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
104.
Biz de ona şöyle nida ettik: "- Ey İbrahîm!
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
105.
Gerçekten rüyana sadakat gösterdin. Şüphe yok ki biz, güzel amel işliyenleri işte böyle mükafatlandırırız."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
106.
Muhakkak ki bu, açık bir imtihandı.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
107.
(Oğlunu kesmeğe karşılık) ona büyük bir kurbanlık, (semiz koç) fidye verdik.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
108.
Yine ona, sonradan gelenler içinde iyi bir yâd bıraktık.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
109.
Bizden saadet ve selâmet olsun İbrahim’e...
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
110.
Güzel amel işliyenleri, işte böyle mükafatlandırırız.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
111.
Çünkü o, mümin kullarımızdandı.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
112.
Bir de ona salihlerden bir peygamber olmak üzere İshâk’ı müjdeledik.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
113.
Hem İbrahîm’e, hem İshâk’a bereketler verdik. Her ikisinin soyundan mümin olan da var, nefsine açık zulmeden de var.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
114.
Gerçekten biz, Mûsa ile Harûn’u da (peygamberlikle) nimetlendirdik.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
115.
Hem kendilerini, hem (kendilerine iman eden) kavimlerini o büyük felâketten, (suda boğulmaktan) kurtardık.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
116.
Onlara yardım ettik de, galib gelenler onlar oldular.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
117.
İkisine de (helal ve haramı) açıklayan Tevrat kitabını verdik.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
118.
Kendilerine doğru yolu gösterdik.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
119.
Sonradan gelenler içinde onlara güzel bir yâd bıraktık.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
120.
Bizden Mûsa’ya ve Harûn’a saadet ve selâmet olsun...
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
121.
Gerçekten biz, güzel amel işliyenleri böyle mükâfatlandırırız.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
122.
Çünkü ikisi de mümin kullarımızdandı.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
123.
Doğrusu İlyas da, gönderilen peygamberlerdendi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
124.
O vakit kavmine şöyle demişti: "- Siz Allah’dan korkmaz mısınız?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
125.
O en güzel yaradanı bırakıb da Ba’l isimli puta mı tapıyorsunuz?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
126.
Allah sizin de Rabbinizdir, evvelki atalarınızın da Rabbidir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
127.
Fakat onlar İlyas’ı tekzib ettiler. Muhakkak onlar hazırlanıb (cehenneme) götürüleceklerdir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
128.
Ancak Allah’ın ihlâs sahibi (mümin) kulları müstesnadır.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
129.
Biz ona, sonradan gelenler içinde güzel bir yâd bıraktık.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
130.
Bizden saadet ve selamet olsun İlyas’a...
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
131.
Gerçekten biz, güzel amel işliyenleri böyle mükafatlandırırız.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
132.
Doğrusu o, mümin kullarımızdandı.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
133.
Şüphesiz Lût da gönderilen peygamberlerdendi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
134.
Hani hem onu, hem de ehlini toptan kurtarmıştık.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
135.
Ancak (imansız zevcesi) bir koca karı azab içinde kalanlar arasında oldu.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
136.
Sonra diğerlerini helâk eyledik.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
137.
(137-138) Elbette siz, sabah ve akşam onlara (harabeye dönmüş yurdlarına ticaret maksadıyla gelib geçerken) uğrarsınız. Artık düşünüb ibret almaz mısınız?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
138.
(137-138) Elbette siz, sabah ve akşam onlara (harabeye dönmüş yurdlarına ticaret maksadıyla gelib geçerken) uğrarsınız. Artık düşünüb ibret almaz mısınız?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
139.
Şüphesiz Yûnus da gönderilen peygamberlerdendi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
140.
Hani o, (kavmine vaad ettiği azab gelmeyince aralarında çıkıb) yüklü gemiye kaçmıştı.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
141.
(Gemiye binince gemi durdu. O zaman, gemicilerin inancına göre geminin durması, aralarında kaçak bir kölenin bulunmasından ileri gelirdi. İşte kaçağı bulmak için aralarında) Kur’a çekti de mağlublardan oldu. (Bunun üzerine kendini denize attı).
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
142.
(Kavminden kaçmış olduğundan ötürü) nefsini kınamış bir halde iken, hemen balık onu yuttu.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
143.
Eğer çok tesbih edenlerden olmasaydı.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
144.
Muhakkak (kabirlerden) dirilecekleri güne kadar onun karnında kalırdı.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
145.
Hemen onu sahile attık, hasta idi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
146.
Üzerine (gölge vermek için) kabak cinsinden bir ağaç bitirdik.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
147.
Biz onu yüzbine, hatta daha ziyadesine peygamber göndermiştik.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
148.
Nihayet (Yunus peygamberin gaybubetinde azab gören kavmi) ona iman ettiler de onları ömürlerinin sonuna kadar geçindirdik.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
149.
(Ey Rasûlüm), şimdi Mekke halkına sor: "- Kızlar Rabbinin de, oğullar onların mı?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
150.
Yoksa biz, melekleri dişi yaratmışız da onlar şahid mi bulunuyorlarmış?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
151.
Haberin olsun ki, onlar, uydurmalarından dolayı şöyle derler:
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
152.
"- Allah doğurdu." Mühahakkak ki onlar (sözlerinde) yalancıdırlar.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
153.
(Yoksa Allah), kızları oğullara tercih mi etmiş?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
154.
Ne oluyor size, nasıl (bu kadar kötü) hüküm veriyorsunuz?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
155.
(Allah’ın evlâd edinmekten münezzeh olduğunu) hiç de mi düşünmezsiniz?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
156.
Yoksa, sizin (gökten inen) açık bir hüccetiniz, (kitabınız) mı var?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
157.
Doğru söyliyenlerseniz, getirin kitabınızı...
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
158.
Bir de Mekke kâfirleri, Allah ile cinler (melekler) arasında tuttular bir hısımlık uydurdular. Gerçekten cinler bilirler ki, onlar yakalanıb cehenneme götürüleceklerdir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
159.
Allah, onların isnad ettikleri bütün noksan vasıflardan münezzehtir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
160.
Lâkin Allah’ın ihlâs sahibi (mümin) kulları müstesna; (onlar böyle noksan vasıfları söylemezler ve cehennemlik değildirler).
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
161.
(Ey Mekke’liler), siz ve Allah’dan başka taptıklarınız,
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
162.
Allah’a karşı kimseyi kandırıb ifsad edemezsiniz.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
163.
Meğer ki, (Allah’ın ezelî ilminde) cehenneme girecek kimse olsun.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
164.
(Cebrail şöyle dedi) "- Bizden (melekler topluluğundan) herkes için belli bir makam vardır, (orada Rabbine ibadet eder).
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
165.
Gerçekten biz, (Allah’ın emri karşısında) saf bağlayanlarız.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
166.
Ve Muhakkak ki biz, (Allah’ı şanına lâyık olmayan şeylerden) tenzih edenleriz."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
167.
Doğrusu (Peygamberin gelmesinden önce Mekke halkı) şöyle diyorlardı:
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
168.
"- Eğer yanımızda evvelkilerin kitablarından bir kitab olsaydı,
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
169.
Herhalde Allah’ın ihlas sahibi kullarından olurduk."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
170.
Fakat şimdi onu, (Peygamber’i ve Kur’an’ı) inkâr ettiler. Artık ileride (başlarına gelecek azabı) bileceklerdir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
171.
Gerçekten elçilikle gönderilen kullarımız hakkında şu sözümüz geçmiştir:
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
172.
"- Muhakkak onlar (peygamberler), bizzat onlar muzaffer olacaklardır.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
173.
Ve elbette bizim (mümin) askerlerimiz; muhakkak onlar galib geleceklerdir."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
174.
Onun için bir zamana kadar o kâfirlerden yüz çevir (Rasûlüm).
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
175.
Gözetle onları, yakında (kendilerine ne yapılacağını) görecekler.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
176.
Şimdi çabucak azabımızı mı istiyorlar?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
177.
Fakat civarlarına (ansızın azab) indiği vakit, ne fenadır o kendilerine acı haber verilenlerin sabahı!...
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
178.
Yine sen (Ey Rasûlüm), bir zamana kadar onlardan yüz çevir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
179.
Gör onları, yakında (azabı) göreceklerdir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
180.
İzzet sahibi Rabbin, onların (uygunsuz) vasıflamalarından münezzehdir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
181.
Bütün peygamberlere selâm olsun;
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
182.
Âlemlerin Rabbi olan Allah’a da hamd olsun...
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
×
klavye oklarıyla önceki/sonraki sureye geçebilirsiniz.