Mekke döneminde inmiştir. 182 âyettir. Sûre, adını ilk âyette geçen “es-Sâffât” kelimesinden almıştır. Sâffât, sıra sıra dizilenler, saf saf duranlar demektir. Sûrede başlıca, meleklerden, cinlerden, kıyamet ve ahiret olaylarından söz edilmekte; Nûh, İbrahim, İsmail, İshak, Mûsâ, Hârun, İlyas, Lût ve Yûnus peygamberin kıssalarına yer verilmektedir.
1.
(1-4) Andolsun, (ibadet için) saf bağlayıp duranlara (meleklere, mü`minlere), sürüp sevk edenlere/alıkoyanlara, zikri (Allah`ın kitabını) okuyanlara ki tartışmasız sizin ilahınız gerçekten birdir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
2.
(1-4) Andolsun, (ibadet için) saf bağlayıp duranlara (meleklere, mü`minlere), sürüp sevk edenlere/alıkoyanlara, zikri (Allah`ın kitabını) okuyanlara ki tartışmasız sizin ilahınız gerçekten birdir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
3.
(1-4) Andolsun, (ibadet için) saf bağlayıp duranlara (meleklere, mü`minlere), sürüp sevk edenlere/alıkoyanlara, zikri (Allah`ın kitabını) okuyanlara ki tartışmasız sizin ilahınız gerçekten birdir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
4.
(1-4) Andolsun, (ibadet için) saf bağlayıp duranlara (meleklere, mü`minlere), sürüp sevk edenlere/alıkoyanlara, zikri (Allah`ın kitabını) okuyanlara ki tartışmasız sizin ilahınız gerçekten birdir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
7.
(7-9) Onu itaatten çıkan her şeytandan koruduk. Onlar, Melei Ala`yı (yüce konseyi/ileri gelen melekler topluluğunu) dinleyemezler. (Dinlemeye kalksalar) her taraftan taşlanarak kovulurlar ve onlar için kesintisiz bir azap vardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
8.
(7-9) Onu itaatten çıkan her şeytandan koruduk. Onlar, Melei Ala`yı (yüce konseyi/ileri gelen melekler topluluğunu) dinleyemezler. (Dinlemeye kalksalar) her taraftan taşlanarak kovulurlar ve onlar için kesintisiz bir azap vardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
9.
(7-9) Onu itaatten çıkan her şeytandan koruduk. Onlar, Melei Ala`yı (yüce konseyi/ileri gelen melekler topluluğunu) dinleyemezler. (Dinlemeye kalksalar) her taraftan taşlanarak kovulurlar ve onlar için kesintisiz bir azap vardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
11.
Şimdi sen onlara sor bakalım: “Kendilerini yaratmak mı daha zor, yoksa yarattığımız diğer şeyleri yaratmak mı?” Şüphesiz biz onları yapışkan bir çamurdan yarattık.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
12.
(12-13) Hayır, sen hayranlık ve şaşkınlık duyarken onlar (yalnızca) alay ederler. Kendilerine öğüt verildiği zaman öğüt almazlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
13.
(12-13) Hayır, sen hayranlık ve şaşkınlık duyarken onlar (yalnızca) alay ederler. Kendilerine öğüt verildiği zaman öğüt almazlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
16.
(16-17) “Gerçekten biz, ölüp bir toprak ve kemik yığını hâline geldikten sonra mı tekrar diriltileceğiz? Önceden gelip geçmiş atalarımız da mı (diriltilecek)?” derler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
17.
(16-17) “Gerçekten biz, ölüp bir toprak ve kemik yığını hâline geldikten sonra mı tekrar diriltileceğiz? Önceden gelip geçmiş atalarımız da mı (diriltilecek)?” derler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
19.
O (diriliş anı) sadece şiddetli bir sesten (ikinci Sur`a üfürülüşten) ibarettir. Bir de bakarsın ki onlar (diriltilmiş şaşkın şaşkın) bakıp duruyorlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
22.
(22-24) (Allah, meleklere şöyle buyurur:) “Zalimleri, onların aynı yoldaki arkadaşlarını ve tapmış olduklarını toplayın!” Allah`tan başka kulluk ettiklerine ve hepsine cehennemin yolunu gösterin ve onları orada tutun, çünkü onlar sorguya çekileceklerdir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
23.
(22-24) (Allah, meleklere şöyle buyurur:) “Zalimleri, onların aynı yoldaki arkadaşlarını ve tapmış olduklarını toplayın!” Allah`tan başka kulluk ettiklerine ve hepsine cehennemin yolunu gösterin ve onları orada tutun, çünkü onlar sorguya çekileceklerdir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
24.
(22-24) (Allah, meleklere şöyle buyurur:) “Zalimleri, onların aynı yoldaki arkadaşlarını ve tapmış olduklarını toplayın!” Allah`tan başka kulluk ettiklerine ve hepsine cehennemin yolunu gösterin ve onları orada tutun, çünkü onlar sorguya çekileceklerdir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
27.
(27-28) (Onlarda) birbirlerine dönüp sitem etmeye kalkışırlar. (Kötülükte kendilerine uyanlar, uydukları kimselere:) “Siz bize sağdan (en sağlam taraftan) gelirdiniz (bize haktan yana görünürdünüz).”Mealleri KıyaslaSayfada Göster
28.
(27-28) (Onlarda) birbirlerine dönüp sitem etmeye kalkışırlar. (Kötülükte kendilerine uyanlar, uydukları kimselere:) “Siz bize sağdan (en sağlam taraftan) gelirdiniz (bize haktan yana görünürdünüz).”Mealleri KıyaslaSayfada Göster
29.
(29-30) (Diğerleri de onlara) şöyle derler: “Hayır, siz zaten inanan kimseler değildiniz. Bizim sizi zorlayacak bir gücümüz yoktu. Siz kendiniz azgın bir toplumdunuz.”Mealleri KıyaslaSayfada Göster
30.
(29-30) (Diğerleri de onlara) şöyle derler: “Hayır, siz zaten inanan kimseler değildiniz. Bizim sizi zorlayacak bir gücümüz yoktu. Siz kendiniz azgın bir toplumdunuz.”Mealleri KıyaslaSayfada Göster
31.
(31-32) “Artık Rabbimizin sözü (azabı) üzerimize hak oldu. Biz onu mutlaka tadacağız! (Evet,) biz sizi azdırdık (yoldan çıkardık), çünkü biz zaten azgın kimselerdik.”Mealleri KıyaslaSayfada Göster
32.
(31-32) “Artık Rabbimizin sözü (azabı) üzerimize hak oldu. Biz onu mutlaka tadacağız! (Evet,) biz sizi azdırdık (yoldan çıkardık), çünkü biz zaten azgın kimselerdik.”Mealleri KıyaslaSayfada Göster
34.
(34-36) İşte biz, suçlulara böyle yaparız. Çünkü onlara: “Allah`tan başka ilah yoktur” denildiği zaman büyüklük taslayarak: “Deli bir şair için ilahlarımızı mı bırakalım?” diyorlardı.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
35.
(34-36) İşte biz, suçlulara böyle yaparız. Çünkü onlara: “Allah`tan başka ilah yoktur” denildiği zaman büyüklük taslayarak: “Deli bir şair için ilahlarımızı mı bırakalım?” diyorlardı.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
36.
(34-36) İşte biz, suçlulara böyle yaparız. Çünkü onlara: “Allah`tan başka ilah yoktur” denildiği zaman büyüklük taslayarak: “Deli bir şair için ilahlarımızı mı bırakalım?” diyorlardı.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
41.
(41-44) İşte onlar için belirlenmiş bir rızık, türlü meyveler vardır. Onlar nimetlerle dolu cennetlerde, birbirlerine karşı tahtlar üzerinde (otururlarken) kendilerine sürekli ikramda bulunulur.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
42.
(41-44) İşte onlar için belirlenmiş bir rızık, türlü meyveler vardır. Onlar nimetlerle dolu cennetlerde, birbirlerine karşı tahtlar üzerinde (otururlarken) kendilerine sürekli ikramda bulunulur.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
43.
(41-44) İşte onlar için belirlenmiş bir rızık, türlü meyveler vardır. Onlar nimetlerle dolu cennetlerde, birbirlerine karşı tahtlar üzerinde (otururlarken) kendilerine sürekli ikramda bulunulur.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
44.
(41-44) İşte onlar için belirlenmiş bir rızık, türlü meyveler vardır. Onlar nimetlerle dolu cennetlerde, birbirlerine karşı tahtlar üzerinde (otururlarken) kendilerine sürekli ikramda bulunulur.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
45.
(45-47) Aralarında bembeyaz, içenlere pek hoş gelen dupduru pınardan (doldurulmuş) bir kâse dolaştırılır. Onda baş döndürme özelliği yoktur. Onlar, onu içmekle sarhoş da olmazlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
46.
(45-47) Aralarında bembeyaz, içenlere pek hoş gelen dupduru pınardan (doldurulmuş) bir kâse dolaştırılır. Onda baş döndürme özelliği yoktur. Onlar, onu içmekle sarhoş da olmazlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
47.
(45-47) Aralarında bembeyaz, içenlere pek hoş gelen dupduru pınardan (doldurulmuş) bir kâse dolaştırılır. Onda baş döndürme özelliği yoktur. Onlar, onu içmekle sarhoş da olmazlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
48.
(48-49) Yanlarında, korunmuş yumurtalar gibi, gözlerini onlara dikmiş (sadece onlardan emir bekleyen), iri gözlü dilberler (hizmetçi kadınlar) vardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
49.
(48-49) Yanlarında, korunmuş yumurtalar gibi, gözlerini onlara dikmiş (sadece onlardan emir bekleyen), iri gözlü dilberler (hizmetçi kadınlar) vardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
50.
(50-51) Cennet ehli (geçmiş hayatları hakkında) birbirine dönüp bir şeyler sorarlar. İçlerinden biri der ki: “Benim bir arkadaşım vardı.”Mealleri KıyaslaSayfada Göster
51.
(50-51) Cennet ehli (geçmiş hayatları hakkında) birbirine dönüp bir şeyler sorarlar. İçlerinden biri der ki: “Benim bir arkadaşım vardı.”Mealleri KıyaslaSayfada Göster
52.
(52-53) (Bana:) “Sen de tekrar dirilmeyi tasdik edenlerden misin? Biz, ölüp toprak ve kemik haline geldikten sonra, gerçekten cezalandırılacakmışız?” derdi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
53.
(52-53) (Bana:) “Sen de tekrar dirilmeyi tasdik edenlerden misin? Biz, ölüp toprak ve kemik haline geldikten sonra, gerçekten cezalandırılacakmışız?” derdi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
56.
(56-57) Ona şöyle der: “Allah`a andolsun, neredeyse beni de helâk edecektin. Rabbimin lütfu olmasaydı şimdi ben de cehenneme götürülmüş olacaktım.”Mealleri KıyaslaSayfada Göster
57.
(56-57) Ona şöyle der: “Allah`a andolsun, neredeyse beni de helâk edecektin. Rabbimin lütfu olmasaydı şimdi ben de cehenneme götürülmüş olacaktım.”Mealleri KıyaslaSayfada Göster
60.
(60-61) Şüphesiz bu (cennetteki nimetlere ulaşmak) büyük bir kurtuluştur. Artık çalışanlar da böylesi bir şey için çalışmalıdır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
61.
(60-61) Şüphesiz bu (cennetteki nimetlere ulaşmak) büyük bir kurtuluştur. Artık çalışanlar da böylesi bir şey için çalışmalıdır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
63.
(63-65) Gerçek şu ki, biz o (Zakkum ağacı)nı zalimler için (“ateşin içinde ağaç mı olur diye”) bir imtihan aracı kıldık. Şüphesiz o, çılgınca yanan ateşin dibinden çıkar. Onun tomurcukları tıpkı şeytanların başlarıdır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
64.
(63-65) Gerçek şu ki, biz o (Zakkum ağacı)nı zalimler için (“ateşin içinde ağaç mı olur diye”) bir imtihan aracı kıldık. Şüphesiz o, çılgınca yanan ateşin dibinden çıkar. Onun tomurcukları tıpkı şeytanların başlarıdır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
65.
(63-65) Gerçek şu ki, biz o (Zakkum ağacı)nı zalimler için (“ateşin içinde ağaç mı olur diye”) bir imtihan aracı kıldık. Şüphesiz o, çılgınca yanan ateşin dibinden çıkar. Onun tomurcukları tıpkı şeytanların başlarıdır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
75.
(75-76) Andolsun ki, Nuh bize (dua edip) seslenmişti. Biz de ne güzel icabet etmiştik. (Tufan`da) onu ve ailesini, pek büyük bir sıkıntıdan kurtarmıştık.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
76.
(75-76) Andolsun ki, Nuh bize (dua edip) seslenmişti. Biz de ne güzel icabet etmiştik. (Tufan`da) onu ve ailesini, pek büyük bir sıkıntıdan kurtarmıştık.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
91.
(91-93) O da onların tanrılarına gizlice yönelip: “Yemek yemiyor musunuz? Ne diye konuşmuyorsunuz?” diyerek onların üstüne yürüyüp sağ eliyle bir darbe indirdi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
92.
(91-93) O da onların tanrılarına gizlice yönelip: “Yemek yemiyor musunuz? Ne diye konuşmuyorsunuz?” diyerek onların üstüne yürüyüp sağ eliyle bir darbe indirdi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
93.
(91-93) O da onların tanrılarına gizlice yönelip: “Yemek yemiyor musunuz? Ne diye konuşmuyorsunuz?” diyerek onların üstüne yürüyüp sağ eliyle bir darbe indirdi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
95.
(95-96) “Siz kendi ellerinizle yonttuğunuz bu putlara mı tapıyorsunuz? Oysa sizi de yaptığınız şeyleri de yaratan Allah`tır” dedi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
96.
(95-96) “Siz kendi ellerinizle yonttuğunuz bu putlara mı tapıyorsunuz? Oysa sizi de yaptığınız şeyleri de yaratan Allah`tır” dedi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
100.
(100-101) “Ey Rabbim! Bana dürüst ve erdemli (olacak bir erkek çocuk) bağışla! (diye dua etti). Biz de ona yumuşak huylu bir oğul müjdeledik.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
101.
(100-101) “Ey Rabbim! Bana dürüst ve erdemli (olacak bir erkek çocuk) bağışla! (diye dua etti). Biz de ona yumuşak huylu bir oğul müjdeledik.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
102.
Ve (bir gün, çocuk, babasının) tutum ve davranışlarını anlayıp paylaşacak olgunluğa eriştiğinde babası ona şöyle dedi: “Ey yavrucuğum! Rüyamda seni kurban ettiğimi gördüm, bir düşün, ne dersin?” (İsmail): “Ey babacığım! Sana emredilen neyse onu yap! İnşallah beni sabredenlerden bulacaksın!” dedi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
103.
(103-105) Böylece ikisi de teslim olup (babası, İsmail`i kurban etmek için) onu alnı üzerine yatırdı. Biz de ona: “Ey İbrahim! Rüyanın hükmünü yerine getirdin (imtihanı kazandın)” dedik. Şüphesiz biz iyilik yapanları böyle mükâfatlandırırız.”Mealleri KıyaslaSayfada Göster
105.
(103-105) Böylece ikisi de teslim olup (babası, İsmail`i kurban etmek için) onu alnı üzerine yatırdı. Biz de ona: “Ey İbrahim! Rüyanın hükmünü yerine getirdin (imtihanı kazandın)” dedik. Şüphesiz biz iyilik yapanları böyle mükâfatlandırırız.”Mealleri KıyaslaSayfada Göster
106.
(106-107) “Şüphesiz bu apaçık bir imtihandı.” Ona (imtihanı kazanmasına karşılık) fidye olarak büyük bir kurban verdik.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
107.
(106-107) “Şüphesiz bu apaçık bir imtihandı.” Ona (imtihanı kazanmasına karşılık) fidye olarak büyük bir kurban verdik.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
113.
Onu da, İshak`ı da mübarek kıldık (üzerlerine feyiz, bereket ve rahmet indirdik). İkisinin soyundan iyiler de vardır; kendine açıkça zulmedenler de.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
119.
(119-120) Ve sonradan gelen kuşaklar arasında: “Musa`ya ve Harun`a selam olsun” diye onlara güzel birer nam bıraktık.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
120.
(119-120) Ve sonradan gelen kuşaklar arasında: “Musa`ya ve Harun`a selam olsun” diye onlara güzel birer nam bıraktık.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
123.
(123-124) Şüphesiz İlyas da gönderilen peygamberlerdendi. Hani kavmine şöyle demişti: “Allah`a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?”Mealleri KıyaslaSayfada Göster
124.
(123-124) Şüphesiz İlyas da gönderilen peygamberlerdendi. Hani kavmine şöyle demişti: “Allah`a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?”Mealleri KıyaslaSayfada Göster
127.
(127-128) Fakat onu yalanladılar. Bu sebeple onlar (sorgulanmak üzere) huzura getirileceklerdir. Yalnız Allah`a gönülden bağlı olan kullar bunun dışındadır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
128.
(127-128) Fakat onu yalanladılar. Bu sebeple onlar (sorgulanmak üzere) huzura getirileceklerdir. Yalnız Allah`a gönülden bağlı olan kullar bunun dışındadır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
134.
(134-136) Hani geride kalan yaşlı bir kadın hariç, onu ve bütün ailesini kurtardık, sonra geride kalan (ahlaksız inkârcı)ları (isyanları yüzünden) yerle bir ettik.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
135.
(134-136) Hani geride kalan yaşlı bir kadın hariç, onu ve bütün ailesini kurtardık, sonra geride kalan (ahlaksız inkârcı)ları (isyanları yüzünden) yerle bir ettik.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
136.
(134-136) Hani geride kalan yaşlı bir kadın hariç, onu ve bütün ailesini kurtardık, sonra geride kalan (ahlaksız inkârcı)ları (isyanları yüzünden) yerle bir ettik.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
137.
(137-138) Doğrusu siz (yolculuklarınız sırasında), onlar(ın harap olmuş yurtların)a hem sabahleyin hem de geceleyin uğrayıp duruyorsunuz. (Onların bu durumundan) aklınızı kullanarak ders almayacak mısınız?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
138.
(137-138) Doğrusu siz (yolculuklarınız sırasında), onlar(ın harap olmuş yurtların)a hem sabahleyin hem de geceleyin uğrayıp duruyorsunuz. (Onların bu durumundan) aklınızı kullanarak ders almayacak mısınız?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
140.
(140-142) Hani o kaçıp yüklü gemiye binmişti de gemidekilerle kur`a çekmişti ve kaybedenlerden olmuştu. (O, sahibinden izinsiz kaçan benim diyerek) kınanmış bir halde (kendisini denize atmış) iken balık onu hemen yutmuştu.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
141.
(140-142) Hani o kaçıp yüklü gemiye binmişti de gemidekilerle kur`a çekmişti ve kaybedenlerden olmuştu. (O, sahibinden izinsiz kaçan benim diyerek) kınanmış bir halde (kendisini denize atmış) iken balık onu hemen yutmuştu.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
142.
(140-142) Hani o kaçıp yüklü gemiye binmişti de gemidekilerle kur`a çekmişti ve kaybedenlerden olmuştu. (O, sahibinden izinsiz kaçan benim diyerek) kınanmış bir halde (kendisini denize atmış) iken balık onu hemen yutmuştu.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
143.
(143-144) Eğer o, Allah`ın sınırsız şanını yüceltenlerden olmasaydı, onun karnında insanların diriltilecekleri güne kadar kalacaktı.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
144.
(143-144) Eğer o, Allah`ın sınırsız şanını yüceltenlerden olmasaydı, onun karnında insanların diriltilecekleri güne kadar kalacaktı.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
151.
(151-152) Dikkat edin! Onlar, iftiralarının bir eseri olarak: “Allah çocuk doğurdu” diyorlar. Onlar, hiç şüphesiz yalancıdırlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
152.
(151-152) Dikkat edin! Onlar, iftiralarının bir eseri olarak: “Allah çocuk doğurdu” diyorlar. Onlar, hiç şüphesiz yalancıdırlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
161.
(161-163) (Ey inkârcılar!) Artık siz de, tapmakta olduklarınız da kimseyi Allah`a karşı kandırıp yoldan çıkaramazsınız. Siz ancak cehenneme girecek kişiyi (azdırabilirsiniz).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
162.
(161-163) (Ey inkârcılar!) Artık siz de, tapmakta olduklarınız da kimseyi Allah`a karşı kandırıp yoldan çıkaramazsınız. Siz ancak cehenneme girecek kişiyi (azdırabilirsiniz).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
163.
(161-163) (Ey inkârcılar!) Artık siz de, tapmakta olduklarınız da kimseyi Allah`a karşı kandırıp yoldan çıkaramazsınız. Siz ancak cehenneme girecek kişiyi (azdırabilirsiniz).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
164.
(164-166) Melekler derler ki: “Bizim her birimiz için belli bir makam (görev yeri) vardır. Biz orada saflar halinde duranlarız. Bizler elbette O`nun sınırsız şanını yüceltenleriz.”Mealleri KıyaslaSayfada Göster
165.
(164-166) Melekler derler ki: “Bizim her birimiz için belli bir makam (görev yeri) vardır. Biz orada saflar halinde duranlarız. Bizler elbette O`nun sınırsız şanını yüceltenleriz.”Mealleri KıyaslaSayfada Göster
166.
(164-166) Melekler derler ki: “Bizim her birimiz için belli bir makam (görev yeri) vardır. Biz orada saflar halinde duranlarız. Bizler elbette O`nun sınırsız şanını yüceltenleriz.”Mealleri KıyaslaSayfada Göster
167.
(167-169) Onlar (inkârcılar) ise şöyle deyip duruyorlardı: “Eğer yanımızda öncekilerden bir zikir (kitap) bulunmuş olsaydı elbette biz Allah`ın temiz kulları olurduk.”Mealleri KıyaslaSayfada Göster
168.
(167-169) Onlar (inkârcılar) ise şöyle deyip duruyorlardı: “Eğer yanımızda öncekilerden bir zikir (kitap) bulunmuş olsaydı elbette biz Allah`ın temiz kulları olurduk.”Mealleri KıyaslaSayfada Göster
169.
(167-169) Onlar (inkârcılar) ise şöyle deyip duruyorlardı: “Eğer yanımızda öncekilerden bir zikir (kitap) bulunmuş olsaydı elbette biz Allah`ın temiz kulları olurduk.”Mealleri KıyaslaSayfada Göster
171.
(171-172) Andolsun ki, peygamber olarak gönderdiğimiz kullarımız hakkında bizim bir sözümüz vardır (O da): “Onlara mutlaka yardım edilecektir.”Mealleri KıyaslaSayfada Göster
172.
(171-172) Andolsun ki, peygamber olarak gönderdiğimiz kullarımız hakkında bizim bir sözümüz vardır (O da): “Onlara mutlaka yardım edilecektir.”Mealleri KıyaslaSayfada Göster
174.
(174-175) O hâlde, bir süreye kadar onlardan uzak dur! Onları gözetle! Yakında (başlarına neler geleceğini) göreceklerdir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
175.
(174-175) O hâlde, bir süreye kadar onlardan uzak dur! Onları gözetle! Yakında (başlarına neler geleceğini) göreceklerdir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster